UNESCO TÜRKİYE MİLLİ KOMİSYONU BAŞKANI PROF. DR. ÖCAL OĞUZ “UNESCO VE ÜNİVERSİTE” KONULU KONFERANSTA KONUŞTU

Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Halkbilimi Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türk Halkbilimi Bölüm Başkanı ve UNESCO Türkiye Milli Komisyon Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz’un konuşmacı olarak katıldığı “UNESCO ve Üniversite” başlıklı konferans gerçekleştirildi. Balkan Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansa Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun yanı sıra Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Levent Erdoğan ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

“UNESCO ve Üniversite” başlığı altında konuşabilmek için öncelikle UNESCO ve üniversite arasında neden böyle bir organizasyon oluşması gerektiğini açıklayan Prof. Dr. M. Öcal Oğuz; UNESCO’nun eğitim, bilim ve kültür konularındaki desteklerinin barışı zihinlerde inşa etme felsefesine dayandığını belirterek şunları kaydetti: “UNESCO, 2. Dünya Savaşı sonrasında kuruldu. Bunun anlamı savaş nedeniyle insanlığın uğradığı yıkımlardan kurtulmak ve bir dünya savaşı daha yaşamamak arzusundan doğuyordu. Entelektüel zihinlerde ‘Savaş sahada değil, önce zihinde başlar. O zaman savaş zihinde başlıyorsa barışı zihinde inşa etmeliyiz ki tekrar savaşmayalım.’ düşüncesi oluştu. Barışı zihinde inşa etmek için insanların ön yargılarından arınması, eğitimli olması lazım. Refah toplumları oluşturmak ve kültürler arası etkileşim sağlamak lazım. İnsanların ön yargılarını cehaleti yenerek kırabiliriz. UNESCO’nun eğitim, bilim, kültür olmak üzere görevlendirildiği alanların ilki eğitimdi. UNESCO tüm insanlar eğitimli, okuryazar olursa savaş arzusunun azalacağını düşündü. Nitekim ‘Herkes İçin Eğitim’ adında bir programı başlattı ve Sürdürebilir Kalkınma Hedeflerinde dördüncü hedefini kaliteli eğitim olarak belirledi. Sadece eğitimli insanlarla barışı koruyabilir miyiz? Hayır. Atalarımızın ‘Yokluk dövüştürür, varlık barıştırır.’ diye meşhur bir sözü vardır. UNESCO’da toplumsal refahı oluşturmak, bilimle insanlığın kalkınmasını sağlamak, ön yargıları kaldırmak için kültürler arası diyalog kurulmasını sağlamak üzere çalışmalarına başladı ve devam ediyor.”

Prof. Dr. M. Öcal Oğuz; UNESCO’nun eğitim, kültür, bilim, sosyal ve beşeri bilimler ile iletişim olmak üzere üniversitelerle beş sektörde iş birliği içerisinde olduğunu belirttiği konuşmasında bu beş sektörün eğitim ve bilim yuvası olan üniversitelerin bilimsel yapılanmasında da çok önemli olduğunu ifade etti. UNESCO’nun dört yılda bir toplanan genel kurulunda yer alan yetmiş beş üyesinin yirmi beşinin üniversitelerden gelmek zorunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, adı geçen beş sektörün her birinden beş akademisyen ağırladıklarını bu nedenle de üniversitelerle etkileşim içinde çalıştıklarını kaydetti.

Konuşmasında öğrencilere yönelik sundukları burs ve staj imkanlarına değinen Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, “UNESCO ile üniversitelerin kesiştiği yollar arasında bu beş alanda yüksek lisans ve doktora yapan öğrenciler için 2.500 ile 3.000 Türk Lirası arası burs imkânı sunuyoruz. Ayrıca lisans öğrencilerine milli komisyonumuzda staj yapma imkânı sunuyoruz. Bunlarla birlikte ilgili konularda üniversitelerde gerçekleştirilen sempozyum, kongre, çalıştay gibi etkinliklerde logo ve uzman desteği sağlıyoruz.” dedi.

Dünyada hem somut hem de somut olmayan miras listesinde yer alan nadir şehirlerden biri Edirne’dir. Selimiye Camii ve Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin kalıcı listede olmasının yanında kentteki iki eserin de geçici listede olduğunu hatırlatan Oğuz "Selimiye Camii ve Sultan II. Bayezid Külliyesi, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alıyor. Bu durum hem Edirne hem de Türkiye için sevindirici bir durum. Geçici listede 2016’dan beri Sultan II. Beyazıt Han Külliyesi ve 2015’ten beri Uzunköprü bulunuyor. Bunlar önemli çalışmalar. En kısa sürede bu iki eserin de asıl listeye alınmasını diliyoruz. Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde ise 2010 yılından beri Kırkpınar Yağlı Güreşleri bulunuyor. Edirne hem somut hem de somut olmayan miras listesinde iki önemli mirasa sahiptir. Dünyada bu şekilde çok az şehir var. Bu, Edirne için çok önemli bir motivasyon kaynağıdır. Edirne'nin bundan çok iyi şekilde yararlanması gerekir.” ifadelerine yer verdi.

Prof. Dr. Öcal Oğuz konuşmasının sonunda ise “Üniversitelerimizde bir araya gelen akademisyenler ve entelektüel birikimin UNESCO ile daha fazla temas kurması ve UNESCO’nun bilgilerinden daha çok yararlanmamız halinde hem biz kendimizi hem de Üniversitelerimizi uluslararası topluma daha iyi taşımış olacağız. Trakya Üniversitesinin değerli yönetimi ve akademisyenleri ile insanların ortak bilgi ve anlayışını geliştirmeyi, eğitimle kültürün ve bilgininin yayılmasını, korunmasını hedefleyen UNESCO etkinliklerinde daha sık buluşarak birlikte barışa, güvenliğe ve insanlığın ortak refahının sürdürülmesine katkı sağlayacağımıza inanıyorum.” sözlerine yer verdi.

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Dünya Miras Alanlarının korunması adına yapılması gereken çalışmalar adına önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptıklarını belirterek “Edirne, birçok medeniyete ve devlete ev sahipliği yapmış. Hem somut hem de somut olmayan güçlü kültürel mirasımızla UNESCO listesinde yer almaktan gurur duyuyoruz ve bu sayının artacağına inanıyoruz. Trakya Üniversitesi olarak Türkiye ve bölgemiz coğrafyasında kültürel mirasımızın korunmasına ve tanıtılmasına hizmet etmek gayesiyle çalışıyoruz. Şehrimizde bulunan, birçok medeniyetin tarihini simgeleyen kültür varlıklarının korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında UNESCO’nun desteği ile çok önemli çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum. Bu konuda çeşitli projelerimiz var. İlk projemiz ise Trakya Üniversitesinde bir UNESCO Kürsüsü kurmak. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. En kısa sürede dosyamızı tamamlayıp sunacağız. Üniversitemizde kurulacak olan UNESCO Kürsüsü, iş birliğimizi hızlandıracak ve güçlendirecektir.” dedi. Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ayrıca UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz’u Trakya Üniversitesinde ve Edirne’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek bilimin, toplumsal değerlerin, barışın sürdürülebilirliğinin desteklenmesi ve kültürel mirasın korunmasına yönelik çalışmalara devam edeceklerini belirtti.

Konferans, Türkiye’de kültür mirası koruma bilinci ve faaliyetlerine yönelik fikir alışverişinin yapıldığı soru cevap bölümünün ardından hediye takdiminin yapılması ile sona erdi.



Haber: Aslıhan Şayin
Editör: Fırat Güngör
Fotoğraflar: Umut Kozakoğlu
Bu içerik 14.05.2019 tarihinde yayınlandı ve toplam 609 kez okundu.