KUT’ÜL AMARE KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Üniversitemiz Genç Gönüllüler Topluluğu tarafından organize edilen ve Öğr. Gör. Hasan Ali Cengiz ve Öğr. Gör. Tarık Sarıoğlu’nun konuşmacı olduğu “Kut’ül Amare” konferansı 30 Nisan 2018 tarihinde Balkan Kongre Merkezi Senato Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa Rektör Vekili Prof. Dr. Mümin Şahin, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Kılıç, Genel Sekreter Yardımcısı V. Öğr. Gör. Hakan Akıncı, STK temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Genç Gönüllüler Topluluğu Başkanı Aziz Doğan gerçekleştirdiği açılış konuşmasında “Topluluk olarak mazimize layık çalışmalar yapmak amacındayız. Bu kapsamda bugün de Kut’ül Amare zaferimizi kutlayacağız.” dedi.

Rektör Vekili Prof. Dr. Mümin Şahin yaptığı konuşmada “Kut’ül Amare yıllarca bize unutturulmaya çalışılan bir zafer. Bu gibi etkinlikler ile İngilizlere karşı 1916 yılında kazanmış olduğumuz bu zaferi gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz. Genç Gönüller Topluluğuna böylesi anlamı bir programı düzenlendikleri için teşekkür ediyorum. Genç Gönüllüler Topluluğu “Sen de Gönül Ver” sloganıyla ortaya çıkmış bir topluluk. Yaklaşık 7 yıldır Trakya Üniversitesinde aktif olarak varlığını sürdüren bir topluluk. Almadan vermeyi kendine benimsemiş bir sosyal sorumluluk hareketi. Genç ve dinamik bir topluluk. Bu topluluğumuzun daha da güçlenerek devam etmesini arzu ediyorum. Üniversite olarak sosyal sorumluluk projelerine, milli ve manevi değeri yüksek olan çalışmalara özellikle önem veriyoruz ve destekliyoruz. Kut’ül Amare Zaferimizin 102. sene-i devriyesini kutluyorum. Aynı zamanda üç aylarınızı ve tüm Türk ve Müslüman aleminin Mübarek Berat Kandili’ni kutluyorum.” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından Öğr. Gör. Tarık Sarıoğlu gerçekleştirdiği konuşmasında Irak Cephesi hakkında bilgi vererek “Tarihimizde zaferler çok kolay kazanılmıyor. Ancak zaferlerimizi çabuk unutuyoruz. Bu sene 102’sini kutlayacağımız Kut’ül Amare zaferi bu zaferlerden birisi. Osmanlı döneminde toplam 5 ordumuz bulunuyordu. 1. Dünya Savaşı’na 5 ordu ile katıldık. Coğrafyanın hem iklim hem de zor şartlarından dolayı Irak bölgesinde bir ordumuz yoktu. Burada daha sonradan 6. Ordu oluşturulmaya çalışılmıştır. Resmi kayıtlara baktığımızda 11 Kasım 1914’te savaşa girdiğini biliyoruz. Ancak ilginç olan henüz daha savaşa girmemesine rağmen İngiliz birliklerinin 6 Kasım 1914 tarihinde Basra bölgesine asker çıkardığını görüyoruz. Burada 8000 kişilik 38. Tümenimiz bulunmaktadır. Basra Valisi Mustafa Suphi Bey burada İngiliz birliklerini oyalamayı başarmıştır ancak gerek teknolojik olarak gerekse sayı olarak bizden üstün olan İngiliz birliklerini durduramamıştır. Daha sonra bu bölgede yerli bir ordu oluşturmak ve bölgeyi savunmak için Süleyman Askeri atanır. Burada 20 bin kişilik birlik kurmayı başarıyor. Hatta bu birliğin büyük bir kısmı Arap aşiretlerden oluşuyor. Yalnız bu çabalar çok yetersiz kalacaktır. Süleyman Askeri Bey Şu’aybe’de yenilmesi üzerine yerine Sakallı Nurettin Paşa buraya görevlendirilmiştir. Sakallı Nurettin Paşa buradaki birlikleri kısa sürede toparlamayı başarmıştır. Ancak sayıca üstün olan İngiliz kuvvetleri Amare’yi, Kut bölgesini ve Azize’yi ele geçirerek Bağdat’a hızlıca yaklaşmaya başlamıştır. Türk gücünün özellikle Selman-ı Pak bölgesinde ciddi bir direniş sergilemiştir. Burada siper savaşları bakımından müthiş bir mücadele verildiğini söyleyebiliriz. Sakallı Nurettin Paşa’nın ardından yerine Halil Paşa geçmiştir. Halil Kut’ül Amare’yi Paşa uzun süre kuşatmış Kuşatma devam ederken karadan bazı cepheler açıldığını görmekteyiz. Özellikle burada Felahiye bölgesi denilen bir bölge var. 7 Mart 1916’da burada çok önemli bir çarpışma söz konusu olacaktır. Ali İhsan Bey, burada çok önemli bir mevzi olan Sabis tepeleri diye adlandırdığımız bir tepeyi ele geçirmiştir. Çünkü bu bölge genel ağırlıklı olarak çöl. Çok fazla yükseltileri yok ama hâkim tepeleri ele geçirdiğinizde bir avantaj sergiliyor. Bu bölgeyi ele geçirince tabii ki İngilizlerin yaklaşık 13 bin civarında olan kuvvetlerini Kut’ül Amare’den kurtarma planları tamamen suya düşecektir. Daha sonra İngilizler daha fazla dayanamayıp teslim olmuşlardır.” dedi.

Öğr. Gör. Hasan Ali Cengiz gerçekleştirdiği sunumda Kut’ül Amare’nin içe ve dışa yansıması ile sonuçları hakkında bilgi verdi. Öğr. Gör. Cengiz “ Bugün buraya unutturulmak adına her şeyin yapıldığı ama asla unutturmayacağımız Kut’ül Amare Zaferi için toplandık. 1. Dünya savaşında belki de en stratejik önemli olan iki cephe vardır. Bunlardan biri Çanakkale, diğeri ise Irak cephesidir. Çanakkale savaşının ikinci raundudur Irak cephesi. İngilizlerin Çanakkale ve Irak cephesindeki amaçları Müslümanlar üzerinde meydana getireceği etki açısından iki önemli şehri ele geçirerek savaşı, en azından Osmanlı cephesini bitirmek istiyorlardı. Bunlardan birincisi İstanbul idi. Bunun için Çanakkale’yi geçmeye çalışıyorlardı. İkincisi ise, Bağdat’tı. Bu şehrin ele geçirilmesiyle birlikte hem Osmanlı İmparatorluğu içindeki Müslümanlar hem de kendi sömürgelerindekiler üzerinde ciddi bir psikolojik üstünlük elde etmeyi hesaplıyorlardı. Ama Çanakkale’de nasıl denizin dibine boyladıkları gibi Irak Cephesi’nde de kumlara saplanıp kaldıklarını görüyoruz. İngilizler saplanıp kaldıkları Kut bölgesinden çıkabilmek için çeşitli çabalar sarf ettiler. Bunun için havadan malzeme yardımı yapmaya çalıştılar. Denizden yardım getirmeye çalıştılar. Halil Paşa’ya rüşvet teklif ettiler. Bu çabaların hepsi boşa çıkıyor ve sonuç olarak İngilizler savaşı kaybediyor ve teslim oluyorlar. İngilizlerden 13 general, 481 subay ve toplam 13.300 er esir alındığını görüyoruz. Osmanlı’da ise 350 subay ile 10 bin er şehit olmuştur. Buna karşılık İngilizlerin 30 bin zayiatı vardır. Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’dir, ikinci zaferini Irak cephesinde görüyoruz.” dedi. Öğr. Gör. Cengiz, Kut’ül Amare Zaferi’nin İngiliz, Fransız, Alman, Bulgar, Hollanda, İtalya, İskandinav basınına yansımalarına değinmesinin ardından “Kut Zaferi, Çanakkale ile benzerdir. Çanakkale’de amaç Rusya ile İngiltere’nin birleşmesiydi. Irak Cephesi’ndeki amaç da İngiltere’nin kuzeye doğru çıkarak Ruslarla birleşme hayali, Anadolu’yu işgal etme düşüncesidir. Kut’ta verilen bu başarı sayesinde biz Anadolu’nun erken tarihlerinde Rus ve İngiliz işgaline uğramasına engel olduk.” dedi.

Sunumların ardından Rektör Vekili Prof. Dr. Mümin Şahin, Öğr. Gör. Hasan Ali Cengiz ve Öğr. Gör. Tarık Sarıoğlu’na hediye verdi.
Bu içerik 02.05.2018 tarihinde yayınlandı ve toplam 1021 kez okundu.