“1. ULUSLARARASI EDİRNE KIRMIZISI E-SEMPOZYUMU”NUN İKİNCİ OTURUMUNDA EDİRNE KIRMIZISININ FORMÜLÜ, TARİHİ VE ÜRETİME KAZANDIRILMASI KONUŞULDU

“1. Uluslararası Edirne Kırmızısı e-Sempozyumu”nun ikinci oturumu, Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Gönenç Güler moderasyonunda gerçekleşti. Edirne Kırmızısının moda, tarih ve tekstil alanlarında değerlendirildiği oturumda İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Karadağ “Türk Kırmızısı Reçetesi, Patenti ve Sanayi Ölçeğinde Yeniden Üretimi”, Romanya Ulusal Tarih Müzesi’nden Dr. Irina Petroviciu “Romanya Koleksiyonlarından Doğuya Özgü Kumaşlarda Kırmızı Boyalar” ve Trakya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Becenen de “Neden Edirne Kırmızısı?” başlıklı sunumlarını yaptı.

İkinci oturumun ilk sunumunu “Türk Kırmızısı Reçetesi, Patenti ve Sanayi Ölçeğinde Yeniden Üretimi” başlığıyla yapan İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Karadağ Türk Kırmızısı olarak da bilinen Edirne Kırmızısının özel bir yöntemle boyanan bir renk olduğunu belirtti. Edirne Kırmızısı renginin çok kompleks bir boya prosesine sahip olduğunu ve 38 basamaktan oluştuğunu ifade eden Karadağ, rengin tarihsel gelişiminden bahsettiği sunumunda Edirne Kırmızısı renginin özel bir reçetesi olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi:

Prof. Dr. Recep Karadağ: Reçetenin Yeniden Oluşturulması Nedeniyle Birçok Arşiv Taranarak Kumaşların Analizi Yapıldı

“Avrupa’da birçok ülkede yaygınlaşan Edirne Kırmızısı tüm ülkelerin dikkatini çekiyor fakat sonraki yıllarda reçete ortadan kalkıyor. Usta çırak ilişkisiyle giden bir boyama reçeteleri bir noktada bilinmez oldu. Reçete, 250 yıla yakın bir süre gizliliğini korudu. Reçetenin yeniden aynı özelliklere sahip olmasıyla ilgili birçok çalışmalar yapıldı ancak maalesef istenen sonuçlar elde edilemedi. Reçetenin yeniden oluşturulması hedefiyle Türk Kültür Vakfı dünyanın birçok yerinden alınan örnekleri analiz etti ve denemelerini yaptı. Bu prosesin sanayiye kazandırılması hedeflendi. Geçmişte 38 basamaktan oluşan prosesin her basamağının uzun sürmesi nedeniyle reçetelerin birebir özelliklerini gösteren ve daha kısa sürede uygulanabilir hale dönüştüren bir formülün patenti Türk Kültür Vakfı tarafından alındı. Renk için Topkapı Sarayı Müzesi, Askeri Müze, Türki İslam Eserleri Müzesi ve Glasgow arşivlerinde taranmış olan kumaşların analizleri yapıldı. Reçetenin ne şekilde olabileceği sonucuna varılarak yeniden bu reçeteler değerlendirildi. Bu reçetenin bir özelliği günümüz koşullarında sürdürülebilir halde olması. Bir diğer özelliği ise süre günümüz tekstil sektöründe kullanılabilir bir süreye düşürülmesi. 38 basamaktan oluşan proses, hiçbir basamaktan ödün verilmeyerek 6 saate kadar indirildi. Bunu ilkel koşullarda, eskisi gibi 40 günde yapmak hem mümkün değil hem de sürdürtülebilir değil.”

Dr. Irina Petroviciu: Doğal Kök Boya Sentetik Boyadan Çok Daha Fazla Dayanıklıdır

İkinci oturumun ikinci bölümünde "Romanya Koleksiyonlarından Doğuya Özgü Kumaşlarda Kırmızı Boyalar” başlıklı bir sun gerçekleştiren Romanya Ulusal Tarih Müzesi’nden Dr. Irina Petroviciu ise literatürde Romanya’nın İslam dünyasından sonra en zengin Türk halısı koleksiyonuna sahip olduğunu belirtti. Romanya’da yaklaşık 600 adet kilim ve halı türünde ürün bulunduğunu ve bunların 400’den fazlasının 15. ve 18. yüzyıllar arasındaki döneme ait olduğunu ifade eden Dr. Irina Petroviciu, “Bu nesnelerin yalnızca sanatsal bir işlevi olduğu, dini işlevi olmadığını bilmek gerekir. Doğu halıları Evanjelik kiliselerinde ve Bükreş’teki müzelerde olmak üzere korunmaktadır ve 16. yüzyıldan itibaren ticarete konu olarak Romanya koleksiyonlarının bir parçasıdır. Koleksiyon; hediye olarak, Batı Avrupa yollarında gümrük vergisi olarak ve Rumen soylu ailelerin satın alınması sonucu oluşmuştur. Romanya Ulusal Müzesinde birçok kilim incelemeleri, özelikle de kırmızı kök boya çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucu Edirne Kırmızısı üretiminde kullanılan doğal kök boyasının sentetik boyadan çok daha dayanıklı olduğu gözlenmiştir.” diye konuştu.

İkinci oturumun ve sempozyumun son oturumunda ise Trakya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Becenen "Neden Edirne Kırmızısı?” başlıklı sunusunu yaptı. Her şehrin yerel veya küresel düzeyde etki alanları olduğunu ifade eden Becenen, “Edirne de küresel düzeyde birçok etkiye sahip olan şehirlerdendir. Edirne; şehri taçlandıran mimari eserler, sanatsal değerler ve kültürel miraslar ile geçmişi günümüze taşıyan bir açık hava müzesi olma özelliğinin yanı sıra, küresel düzeyde bir ekonomik değeri olan kök boyamaları ile de dikkat çekmektedir.” dedi. Edirne’nin kök boyacılık üretimi ile kırmızı renge marka kent olarak dünyaya nam saldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Becenen, sunusunda şu ifadelere yer verdi:

Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Becenen: Edirne Kırmızısı Çevre ve İnsan Sağlığını Korurken Ticaret Geliri Arttırmada Da Önemli Avantaj Sağlayabilir

“Türk tekstil boyamacılığının tarihi incelendiğinde, bitkilerden kırmızı renk elde edilmesinin doğal boyamalarda önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Ancak zaman içinde yaşanan değişimler, sentetik boyarmaddelerin keşfi, doğal boyamaların gerilemesine ve yok olmasına yol açmıştır. Değişen bu tekstil boyama endüstrisi günümüzde temiz su kaynaklarının en önemli kirleticisi durumuna gelmiştir. Kumaş boyama işlemlerinin toksik olmayan, sürdürülebilir yollarla ekolojik üretime dönüşmesi zorunlu bir hal almıştır. Trakya Üniversitesinin öncülüğünü yaptığı ve her türlü desteği verdiği, Edirne’nin tarihinde var olan ancak unutulmuş, bitkisel boyacılığı yeniden gündeme getirerek, tekstil ürünlerinin renklendirilmesinde kullanılması, tekstil sanayine kazandırılması ekoloji ve ekonomi açısından son derece önemlidir. Edirne Kırmızısının, tekstil üretimine yeniden kazandırılması ile biryandan çevre ve insan sağlığını korurken diğer yandan da dış ticaret gelirlerimizi arttırmada önemli avantajlar sağlanabileceği düşünülmektedir.”

Sempozyum, genel değerlendirme ve soru-cevap kısmının ardından sona erdi.
Bu içerik 28.10.2020 tarihinde yayınlandı ve toplam 663 kez okundu.