TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SULTAN II. BAYEZİD KÜLLİYESİ SAĞLIK MÜZESİ’NDE DÜNYA’DA İSLAM, İSLAM’DA DÜNYA KONUŞULDU…

Doç. Dr. Serdar Taşçı tarafından verilen “Bilim, Felsefe ve Toplumbilim Konuşmaları”nın 3’üncüsü, Trakya Üniversitesi Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde gerçekleştirildi. “Dünya’da İslam, İslam’da Dünya” başlığı ile gerçekleştirilen programa Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Genel Sekreteri Prof. Dr. Cevdet Kılıç, Edirne Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Mustafa Hatipler, İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Cengiz Kalkan ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Konu-mekan uyumu dolayısıyla etkinliğin Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde gerçekleştirildiğini ve daha önce gerçekleşen iki etkinlikte de önemli konulara değinildiğini ifade eden Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “Konuştuğumuz konular üniversitelerde konuşulması gereken konular. Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli sağlık medresesi olan içinde bulunduğumuz yapıda öğrenciler Farabi’yi ve İbn-i Sina’yı okurdu. Şu anki tabirle pozitif bilimlerin yanı sıra dini ilimleri de bilirlerdi. Bilim bir bütün olarak algılanırdı. Bugün burada bilimi tekrar bir bütün olarak ele alacağız.” diyerek öğrencilerin ve katılımcıların bu konuşmadan feyz almalarını ve bilgi denizinin sınırlarını genişletmeleri temennisinde bulundu.

Edirne İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Cengiz Kalkan bugün bu toplantıların 3'üncüsünü gerçekleştireceklerini ve bundan önceki iki toplantının bugünkü toplantı ile aynı minvalde ilerlediğini ifade ederek “Dağılan dünyayı bir araya getirmek zorundayız. Tarihin, kültürün ve felsefenin aynı yol üzerinde ilerlediğine Serdar Taşçı’nın konuşmasında şahit olacağız. Konunun özelliğinden ve bahsedeceğimiz tarihi karakterlerden ötürü Rektörümüz programın Sağlık Müzesi’nde olmasını uygun gördü ve program buraya çok yakıştı.” dedi. Konuşmaların ardından Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği Topluluğu bir konser verdi.

Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nin önemine vurgu yaparak konuşmasına başlayan Doç. Dr. Serdar Taşçı, bu mekânın insan-mekân birlikteliğinin en güzel örneklerinden biri olduğunu ifade etti. Medeniyet kavramının aslında her kültürel yapı için kullanılmaması gerektiğini, kullanımı durumunda bir kavram karmaşası oluştuğunu belirten Doç. Dr. Serdar Taşçı “Bir önceki konuşmamızda İmam Gazali hakkında sorulan bir soru aslında bugünkü konuşmamızın da içeriğini oluşturuyor. İmam Gazali’nin gelişi sonrası İslam Medeniyeti’nin duraklamaya girdiğini ve bu sürecin 19. yüzyılda Batı Medeniyeti karşısında bir mağlubiyetle sonuçlandığını beyan eden düşünce insanlarımız var. Aslında bu tam olarak öyle değil. Çünkü bence buna sebep olan Gazali’nin düşünceleri değil yorumlama hatası. İslam’ın bütün dinlerde olduğu gibi kuramsal bir boyutu var. Bunun ilk boyutu kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim, ikinci boyutu ise hadis-i şerifler, fıkıh, içtihat gibi kavramlar oluşturmaktadır. Bütün dinler pratik ve teorik atak olarak yükselir. Bazı dinlerde bu ayrım çok keskin olmaktadır. Hristiyanlıktaki ruhbanlık sınıfı ile bu ayrım keskin bir şekilde gerçekleşmiştir. İslam’da ise bu ayrım keskin değildir.” dedi.

“İslam’da felsefe olur mu?” sorusunun başlı başına bir tartışma ve konuşma konusu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Serdar Taşçı; El Kındi, İbn-i Sina ve Farabi’nin, İslam’ın klasik öğretisi ile çelişkili şeyler söylediğini vurguladı. Doç. Dr. Serdar Taşçı “Farabi İslam’daki ‘haşr’ olgusunun bireysel bir yeniden diriliş olmadığını söylerken İmam Gazali buna karşı çıkmaktadır. Bu ve buna benzer klasik İslam öğretisi ile uyuşmayan düşüncelerine rağmen eğer bu 8. ve 12. yüzyıl İslam felsefecileri olmasaydı bugünkü insanlık düzeyi bu seviyede olmayacaktı. 9. yüzyılda Bağdat’ta 600.000 cilt yazma eser olduğu seküler Batılı aydınlar tarafından teyit edilir. İslam coğrafyasına kağıdın 751 yılındaki Talas Savaşı ile geçtiğini bildiğimizden hareketle, 60-70 yıllık bir süreç içerisinde böyle bir kültür hazinesinin ortaya çıktığını görüyoruz.” dedi.

İslam dünyasının 750’li yıllara kadar hızla ilerlediğini fakat bu süreden sonra 1000’li yıllara kadar bir durgunluğa ve duraklamaya girdiğini ifade eden Doç. Dr. Serdar Taşçı, “Buna sebep olarak bu süreçte gerçekleşen çeviri ve ilmi faaliyetlerin Avrupa’ya da geçmesini gösterebiliriz. Bir öz eleştiri yapmak gerekirse Türklük ve İslam üzerine en gelişmiş eserlerin Batılılar tarafından yazıldığını da belirtmemiz gerekir. Bernard Lewis, ‘Müslümanlar son hakiki dinin kendilerinde olduğu ve Hakk’ın da yanlarında olduğu düşüncesi ile Türklük gibi bir silah gücüne sahip olduklarını düşünerek diğer coğrafyaları ve kültürleri çok merak etmediler.” der… Bu sözü bir örnekle desteklemek gerekirse, 1453 yılında İstanbul fethedildikten sonra Avrupalılar hemen İstanbul’da elçilik açtı, elçilikler vasıtasıyla şehirde yaşanan tüm bilgiye hakim oldu. Fakat Osmanlı Avrupa’daki ilk daimi elçiliği 19. yüzyılda açtı.” dedi.

Foucault’a göre bilginin güç, gücün de bilgi demek olduğunu, bilgiye hakim olan toplumların veya devletlerin dünyaya hükmettiklerini belirten Doç. Dr. Serdar Taşçı, 20. yüzyılın başlarına kadar coğrafyamızda İngilizce, Fransızca ve Almanca’nın nitelikli bir sözlüğü olmamasına rağmen 1633’te Cambridge Üniversitesinde Arap Dili ve Bilimleri Bölümü’nün kurulduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Taşçı, “Kendi toplumsal yapımıza ait yazılar bile o dönem yazılıyor ki bu tarihten birkaç yıl önce Evliya Çelebi’nin eserini yazdığını biliyoruz. Avusturyalı tarihçi Von Hammer Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesini bulmasaydı o dönemin Edirne’sini de Sultan II. Bayezid Külliyesini de bilemeyecektik. Ama Avrupa o tarihlerde Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü kuruyor. Maalesef bizim onların coğrafyasında sahip olamadığımız bilgiye onlar bizim coğrafyamız hakkında sahipler. Bu yüzden istedikleri gibi coğrafyamızda plan kurup hareket edebiliyorlar.” dedi.

Doç. Dr. Serdar Taşçı, kronolojik olarak Hz. Peygamber’in doğumu, peygamberlik dönemi, İslam’ın ortaya çıkışı ve gelişim süreçlerinden bahsederek konuşmasını sonlandırdı. Soru cevap kısmının ardından İbn-i Sina’nın “İhlas Suresi Tefsiri” adlı kitabının çekilişle bir öğrenciye hediye edilmesiyle toplantı sona erdi.

Bu içerik 19.12.2018 tarihinde yayınlandı ve toplam 664 kez okundu.