Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Para ve Sermaye Piyasalarına Bakış” konferansı, alanında uzman akademisyen ve konuşmacıların katılımıyla online olarak gerçekleşti. Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi tarafından yatırımcılar ve iş dünyasını, para ve sermaye piyasaları hakkında bilgilendirmek amacıyla düzenlenen konferansta bölgesel ve ulusal anlamda ekonominin nabzı tutuldu. Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nden yönetilen ve çevrimiçi olarak izleyicilere ulaştırılan “Para ve Sermaye Piyasalarına Bakış” konferansına Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Burak Arzova, Trakya Üniversitesi’nden Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Garanti BBVA Yatırım Araştırma ve Yatırım Danışmanlığı Koordinatörü Tufan Cömert, Verimetrik Kurucusu Utku Ekmekçi, Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun Gödek, Stratejist Işık Ökte ve İnfo Yatırım Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz katıldı.

İnfo Yatırım Menkul Değerler Kurumsal İletişim Direktörü Mine Uzun’un moderatörlüğünü yaptığı konferansın ilk konuşmacısı, Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu oldu. Konuşmacıları, Trakya Üniversitesi’nde ağırlamaktan ötürü duyduğu memnuniyeti dile getirerek konuşmasına başlayan Uzunoğlu, konferansın Covid-19 tedbirleri kapsamında online olarak düzenlendiğini belirtti.

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu: “Günümüzde Tarımda Üretim Yapanlar Sorun Yaşıyor”

Konuşmasında, para ve sermaye piyasalarını makroekonomik göstergeler üzerinden değerlendiren Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, 1970’li yılların ortalarına doğru finansal serbestleşmenin üst seviyelere ulaştığını ve altına dayalı para sisteminin 1973’te tamamen yıkıldığını belirtti. Bunun sonucu olarak ortaya büyük bir kaosun çıktığını ve faizlerdeki yüksek dalgalanmalar sonucu ciddi risklerin görüldüğünü ifade eden Uzunoğlu, çözüm olarak uzun vadeli piyasaların ortaya çıktığını ve risksiz yönetimin gündeme geldiğini söyledi. İnsanların paradan kaçıp metal ve mallara yönelmesi sonucu 1973’te 35 dolar olan altın fiyatlarının 1980’lerde 850 dolarları gördüğünü belirten Uzunoğlu, “Kaos dönemlerinde, aşırı belirsiz dönemlerde insanlar kendilerini korumak için daha somut şeylere sığınmaya başlıyor. Bunlar altın, gümüş ya da diğer emtialar olabiliyor.” dedi. Günümüz dünyasında tarımda üretim yapanların bazı sorunlar yaşadığını, sanayicinin de aynı sorunlarla karşılaştığını ifade eden Uzunoğlu, “Reel piyasada inanılmaz sorunlar var. Dünyada 98 kişi, iki kişi üzerinden para kazanmaya çalışıyor. Dünya, iki kişi üzerinden dönüyor. Finansal piyasalar o kadar büyüdü ki finansal piyasaları kurtarmaktan reel piyasalara dönüp bunların sorunları nedir diyemez hale geldik. Bunun bir yerde durması lazım.” diye konuştu.

Ekonomik ve Sektörel Veriler hazırlayan Verimetrik yazılım firmasının kurucusu Utku Ekmekçi, en çok ilgi çeken verilerin, piyasa ve sektörlerin geleceği ile ilgili tahmin yürütülen veriler olduğunu belirtti. Tüm paydaşların bu verilere göre kendi pozisyonlarını aldığını ifade eden Ekmekçi, “Bazı açıklanan verilerde kavramların ne olduğunun anlaşılmasında zorlanıldığını görüyoruz. Bu kavramların en başında da ‘tahmin etkisinden arındırma’ kavramı geliyor. Ancak verilerin güvenilirliği konusunda bazı endişeler var. Tabi bunu bizler sahaya inip kendimiz ölçemediğimiz durumda aksini iddia edemeyiz, mevcut verilere inanmak durumundayız. Onun dışında söylenen her şey iddiadan öteye geçemez.” dedi.

Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Burak Arzova, finansal piyasalarda en çok işlemin bilançolarda yapıldığını ve buna makyajlama isminin verildiğini ifade ederek “Bütün bunlar çeşitli işlemlere dayandığı için ve yatırımcıları yanılttığı için bağımsız denetim olgusu ortaya çıktı. Ancak müşteriyi senin seçtiğin bir yerde, sen bağımsız olamazsın. Şirketlerin denetimi ve ülkelerin mali tablolarıyla yaptıkları denetimlerin işlemleri çok önemli. İşin temelinde denetim var. Mali tablo da açıklasan, ülke verileri de açıklasan doğru, temiz şeffaf veri her zaman en önemlisidir.” diye konuştu.

Garanti BBVA Yatırım Araştırma ve Yatırım Danışmanlığı Koordinatörü Tufan Cömert, para politikasının bittiği yerde mali tabloların başladığını söyleyerek, pandemi sürecinin sadece günlük yaşamı değil, piyasaların algılanış ve şirketlerin çalışma şeklini de değiştirdiğini belirtti.

Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun Gödek, merkez bankalarının olumsuz gelişmelere kayıtsız kalma durumu olmadığını ifade ederek, “Bizim tabirimizle piyasanın yandığı, herkesin güvenli bir yer aradığı ortamda piyasayı sakinleştirmek için yapılan toplantılar piyasayı hareketlendiren toplantılar oldu. Herkes aynı anda tek bir kapıya koşturuyordu ve dünyada dolar kıtlığı oldu. Pandemide ortaya bir farklılık çıktı. Bu farklılıkta, gelişmiş ülkeler ne yapıyorsa gelişmekte olan ülkeler de o yönde adımlar atmaya başladı.” dedi.

Stratejist Işık Ökte: Türk İnsanın Parasının Yüzde 41’i Dövizde

Stratejist Işık Ökte ise yaptığı konuşmada temel analiz olmadan teknik analizin hiçbir işe yaramayacağını kaydetti. Türkiye’de üç varlık sınıfı olduğunu ve bunların mevduat, atlın ve gayrimenkul olduğunu ifade eden Ökte, “Türk insanın parasının yüzde 41’i dövizde. Türk insanı dövizle iki şeyden birini yapıyor. Ya yüzde 0,25’le dövizi bankada mevduatta tutuyor ki bu dövizi yatırım için almadığını gösteriyor ya da servet mücadelesine giriyor. Dolar ile yatırım yapılmıyor. Gidip kasa kiralayıp kasada ya da faizle bankada tutmak doğru değil. Türk insanın önemli bir miktar parası dolarda ve bu insanlara dolarla nasıl yatırım yapılması konusunda danışmanlık verilmesi gerekiyor.” dedi.

İnfo Yatırım Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz da 82 milyon nüfusa sahip Türkiye’de 1,6 milyon yatırımcı bulunduğunu ifade ederek, “İnsanlar para kazanmak istiyor. Bu çok doğal bir şey. Ancak kazanmak için yatırım yapmalı ve yatırım yaparken de mutlaka okuyarak, anlayarak ve araştırarak hareket etmeli.” diye konuştu.