Trakya Üniversitesi ve İSAV iş birliğinde Uluslararası Edirne’de Tasavvufi Hayat ve Hasan Sezâî-yi Gülşenî Sempozyumu düzenlendi. Açılış oturumu yüz yüze gerçekleşen sempozyumda Türkiye ve yurt dışından 59 katılımcı tebliğ sundu.
Trakya Üniversitesi, Edirne’nin manevi mimarlarından Hasan Sezâî’nin ve Edirne’nin tasavvufi mirasının değerlendirildiği uluslararası bir sempozyuma ev sahipliği yaptı. İslami Araştırmalar Vakfı (İSAV) iş birliğinde düzenlenen sempozyumda Hasan Sezâî-yi Gülşenî özelinde Edirne ve çevresinde gelişen tasavvuf kültürü ele alındı. Sempozyumda açılış oturumu yüz yüze gerçekleşirken katılımcılar tebliğlerini çevrim içi platformda sundular.
Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Öğr. Gör. Enes Temel’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan sempozyumda Doç. Dr. Abbas Yahya tarafından bir ilahi konseri gerçekleştirildi.
Trakya Üniversitesi ve İlahiyat Fakültesinin bölgenin ve Balkanların sadece eğitim-öğretimi ile ilgilenmekle yetinmediğini, ilmî ve irfanî faaliyetlerde de bulunduğunu ifade eden Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Kılıç “İşte payitaht Edirne’de geleceğe köprüler kuran Trakya Üniversitemizin Parlayan Yıldızı İlahiyat Fakültesi şimdi de uluslararası bir sempozyuma daha ev sahipliği yapmaktadır. Böyle bir sempozyum düzenlememizdeki amacımız, tesir halkası başta Edirne’miz olmak üzere Trakya’ya Balkanlara ve İstanbul’a kadar yayılan Hasan Sezâî Hazretlerini anmak, anlamak ve bıraktığı manevi mirası yâd etmektir. Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olarak bunu yapmanın bizim vazifemiz olduğunu düşündük ve bu şuurla yola çıktık. İnanıyoruz ki Allah dostlarının anıldığı yere sükûnet iner, huzur kaplar ve insanların kalpleri feyizle dolar. Biz de bunu yapmak istedik.” dedi.
Edirne’nin 19 ve 20. yüzyıllardaki tasavvufi eğilimlerinden bahseden ve sayısal bilgiler paylaşan Prof. Dr. Cevdet Kılıç “Edirne’nin tasavvufi yönden oldukça münbit ve zengin bir manevi coğrafyaya sahip olduğunu görmekteyiz. Edirne’de hayat sürmüş meşayıh; tekkelerdeki vazifeleriyle beraber birçok farklı mesleği de sürdürmüştür. Bu sayede halkla da iç içe olmuşlar ve onların problemlerini çözerek sevgi ve hürmetlerini kazanmıştır.” şeklinde konuştu.
Sempozyuma isim veren ve Edirne’nin manevi mimarlarından olan Hasan Sezâî-yi Gülşenî’nin ilmî, tasavvufi ve edebî kişiliğinden de bahseden Prof. Dr. Cevdet Kılıç “Edirne’de tasavvuf düşüncesi hakkında bütün bu anlatılanları göz önünde bulundurduğumuzda sempozyumumuzun ne kadar önem arz ettiği ortaya çıkmaktadır. Ülkemizin ve Balkanların kendi sahalarında ihtisas sahibi şahsiyetlerini böyle bir konu etrafında birleştirmekten onur duymaktayız.” diyerek Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ve İSAV Başkanı Salih Tuğ başta olmak üzere sempozyumun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
Edirne’nin geçmişten bugüne birçok önemli şahsiyeti yetiştiren, birçok önemli tarihî esere ev sahipliği yapan, kültür ve medeniyetimizi en güzel anlatan şehirlerden biri olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “Bir mekânı değerli ve anlamlı kılan, orada biriken yaşanmışlıklar ve mekânların ruhunu anlatan dokulardır, izlerdir, hanlardır, hamamlardır, camilerdir, nehirleridir, köprülerdir… Belki burada yaşamış, buradan geçmiş büyük devlet adamlarıdır, komutanlardır, askerlerdir. Bir de mekânlara değer katan oralarda yetişmiş, toprağın bağrına bir tohum gibi yerleşmiş kıymetlerdir. ” dedi.
Osmanlı Devleti’nin üç kıtada 600 yıl boyunca bilhassa gayrimüslimlerin çoğunlukta olduğu coğrafyalarda barış içinde hüküm sürdüğünü söyleyen Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “Peki, bu insanları buraya götüren anlayış neydi? Selimiye gibi muhteşem bir eseri inşa eden güç neydi? Bir cihan imparatorunu, Fatih’i, yetiştiren neydi? Medeniyetin inşası için önce insanın inşası anlayışı hayata geçirildi. Peki insan inşası nasıl? O ancak gönül yoluyla olabilirdi. Bunu anladılar ve bu topraklara önce Sarı Saltuk’u ve diğer gönül erlerini serptiler. Bu gönül erleri, özellikle gayrimüslim coğrafyalarda önce İslam’ı güzel anlattılar, onların gönüllerini aldılar. Sonra İslam olana güzel ahlâkı öğrettiler. Peygamber Efendimiz güzel ahlâkı tamamlamak için gelmişti. Bugün de en büyük sıkıntımız güzel ahlâkı nasıl tamamlayacağımız meselesi. Güzel ahlâkı ancak, güzel ahlâka sahip olanlar tamamlar. Peki güzel ahlâk sahibi nasıl olunur? Görerek, göstererek, duyarak, hissederek, bakarak… Eğitimlerimizde biz böyle yapmıyor muyuz? Uygulamalı olarak göstermiyor muyuz? Bunların üstatları da bu topraklarda yetişen gönül erleri.” dedi.
Bu toprakları mayalayan gönül erlerinden birinin Hasan Sezâî olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “18 yaşında geldiği Edirne’de kısa zamanda önemli ilimlerde derin bir mesafe kat ediyor ve 53 yıl bu topraklarda gönüllere dokunuyor. İnsan nüfusunun daha az olduğu o zamanlarda 500 bin kişiye dokunduğu tahmin ediliyor. Güzel ahlâkıyla, güzel insanın nasıl olacağını anlatarak bunu yapıyor. Onun inşa ettiği güzel insanlar, üç kıtada altı asır devam edecek bir anlayışın mimarı oluyor ve medeniyetin inşasından sonra idame ettirilmesinde de önemli rol oynuyorlar.” şeklinde konuştu.
Hakk’ın rızasını kazanmış, görevini hakkıyla yapmış ve o toprağa bir tohum gibi yerleşmiş insanların ruhlarının canlı olduğunu vurgulayan Rektör Tabakoğlu konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı: “Hala bu tür toplantılar, bildirilerle Hasan Sezâî Hazretlerini anlamaya çalışıyor hala onu ziyaret edip huzur buluyor ve hala onun ilahileriyle, şiirleriyle coşabiliyorsak o yaşıyordur. Onun nuru, onun bereketi hala bu topraklarda ve bizim üzerimizdedir. İnşallah bunları daha güzel anlatalım. İhtiyacımız olan kâmil insanları yetiştirme yolunda daha çok çaba gösterelim. Bu toprağın önemli bir değeri olan Hasan Sezâî Hazretlerini ve bu topraklara gönülden hizmet etmiş pek çok gönül erlerini, şühedayı, büyüklerimizi, ilim ve irfan erbabını saygıyla, rahmetle anıyorum.”
Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun açılış oturumuna geçildi. Prof. Dr. Cevdet Kılıç ve Doç. Dr. Nurullah Koltaş’ın moderatörlüğünü üstlendiği açılış oturumunda Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı ve Sebahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Tetova Devlet Üniversitesinden Prof. Dr. Süleyman Baki, Araştırmacı-Yazar ve Senarist Abdullah Akın, Gümüşhane Üniversitesinden Prof. Dr. Selami Şimşek ve Dokuz Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Himmet Konur davetli konuşmacılar olarak tebliğ sundular.
İki gün süren sempozyumda oturumlar çevrim içi olarak gerçekleştirilirken ülkemizden ve Balkanlardan alanında uzman bilim insanları, 7 oturumda toplam 59 tebliğ sundu.