Sanat tarihinin Türkiye’deki en köklü ve önemli sempozyumu olan “Uluslararası Ortaçağ ve Türk Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu”, Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlendi. Sanat tarihi alanında önemli isimleri bir araya getiren ve Balkan Kongre Merkezi’nde bu sene 23.’sü düzenlenen sempozyumun açılışına Edirne Başsavcısı Fatih Karabacak, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ahmet Hamdi Zafer, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlker Alp, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Melihat Tüzün ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Sempozyumun açılışında, saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve Trakya Üniversitesi tanıtım filminin izlenmesinin ardından, Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan “Krizantem Kuartet” bir müzik dinletisi gerçekleştirdi.
Yıllar önce bu sempozyumu başlattıklarında yanlarında olan ve bugün kaybettikleri Hocaları anarak konuşmasına başlayan Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, yaptıkları çalışmalardan bahsederek, “Bölümümüzün Edirne Yeni Saray ve Sinanköy kazısı gibi önemli çalışmaları var. Çalışmalarımız Edirne ve Trakya bölgesine yönelik çalışmalar. Bugüne kadar Trakya bölgesinde tüm köylere ulaştık ve tarama yaptık. Şu anda Edirne Kaleleri ve mezarlar üzerine araştırmalar ve çalışmalar yapıyoruz. Üniversitemizin adına uygun olarak, Trakya’nın arkeolojisine ve sanat tarihine ağırlık vererek yol alıyoruz. Dünyada sayılı yerlerden biri olan ‘Edirne’ gerçeğine damga vurmaya, bu gerçeği gündeme getirmeye çalışan bir ekip haline geldik. Gerçekten arkadaşlarım ve ekibimizle gurur duyuyorum. Sanat ve arkeolojinin büyük sorunlar yaşadığı bu dönemde bu kadar genç araştırmacının varlığını görmek bizim için büyük bir kıvanç ve ümit kaynağı oldu.” dedi.
Edirne’nin, tarihi kimliğiyle bu sempozyuma çok yakıştığını söyleyen Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ahmet Hamdi Zafer, “Sosyal bilimlerin böyle uzun soluklu toplantılar ile güçlendiğini görmek mutluluk verici. Trakya Üniversitesi olarak biz de bu sürece katkıda bulunmaktan büyük onur duyuyoruz. Böylesine önemli bir sempozyumu, medeniyetimizin derin izlerini taşıyan Edirne gibi eşsiz bir şehirde ağırlamaktan da ayrıca mutluyuz. Değerli Hocalarımız Doç. Dr. Gülay Apa Kurtişoğlu ve Öğr. Gör. Dr. Yavuz Güner başta olmak üzere, bu değerli sempozyumun Edirne’de düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.” dedi.
Edirne’nin ilklerin şehri olduğunu belirterek, kendilerinin de bir ilke imza attığını ve Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda, Mimari Restorasyon iş kolu kurduklarını ifade eden Edirne Başsavcısı Fatih Karabacak, “Bu iş kolunun yaklaşık 5-6 aylık bir mazisi var. Henüz emekleme aşamasında. O yüzden bu sempozyumu çok önemsiyorum ve bu konuda çalışacak olan hocalarımız ve akademisyenlerimizin bize yol göstermesini diliyorum. Bu faaliyeti hobi olarak yapmıyoruz, profesyonelce yapıyoruz. Bu maksatla sürekliliği sağlamak için çalışıyoruz. Temel hedefimiz hükümlülerin ve tutukluların tahliye olduktan sonra topluma kazandırılmaları için bir meslek ve sanat sahibi olmaları. Ülkemizde 306 iş kolunda 60 bin civarı hükümlü eğitim alıyor. Ülkemizde gerçekleştirilen restorasyonlara yardımcı olacak ara eleman ihtiyacı vardı. Biz bu ihtiyacı, Edirne’de, hükümlüleri eğiterek karşıladık. Böylece onları hem iş sahibi yaptık hem de topluma kazandırdık.” dedi.
Trakya Üniversitesinde bulunmaktan ve bu projede yer almaktan büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Sempozyum Onursal Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Rahmi Ünal, “İlk olarak 9-10 Nisan 1997 tarihinde Ege Üniversitesi’nde Orta Çağda Türk Kazıları Sempozyumu’nu düzenledik. Bu belli olduğu üzere sadece kazılarla ilgili bilgilerin sunulduğu dar kapsamlı bir programdı. Daha sonraki çalışmalarımızda alanımızı genişleterek yolumuza devam ettik ve bugünlere geldik.” dedi.
Sempozyum, alanında uzman Sanat Tarihçilerin üç gün boyunca gerçekleştirdikleri sunumlarla son buldu.
Haber: Gizem Keskin
Editör: Sertan Atasoy
Fotoğraflar: Umut Kozakoğlu
Editör: Sertan Atasoy
Fotoğraflar: Umut Kozakoğlu
Bu içerik 20.11.2019 tarihinde yayınlandı ve toplam 544 kez okundu.