Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 81’inci yılında, tüm Türkiye’de olduğu gibi Edirne ve Trakya Üniversitesi’nde de anıldı. Trakya Üniversitesi Ayşekadın Kampüsü’ndeki törene, Trakya Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Cevdet Kılıç, dekanlar, müdürler, akademisyenler, çalışanlar ve öğrenciler katıldı. Trakya Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Cevdet Kılıç’ın, Atatürk anıtına çelenk koymasıyla başlayan törende, Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu 09:05’te sirenlerin çalmasıyla saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra Türk bayrağının yarıya indirildiği tören, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti.

Duygusal anların yaşandığı törende, Trakya Üniversiteli öğrencileri, okudukları şiirlerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü andı. Programda, Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Alperen Özen “Bir Tutkudur Mustafa Kemal” ve Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Gökçen Coşkun “Hakikat Nerede?” isimli şiirleri okudu.

Günün anlam ve önemine dair bir konuşma yapan Trakya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı ve Eğitim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Sabri Can Sannav, Atatürk'ün yakın Türk tarihindeki önemine vurgu yaparak, bağımsızlık mücadelesinin sembol ismi, ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, vefatının 81’inci yılında sevgi, saygı, minnet ve özlemle andıklarını söyledi. Kurtuluş Savaşı ile tarihte eşine az rastlanır bir başarı gerçekleştirildiğini ve Türk milletinin yokluklar içerisinde verdiği bağımsızlık mücadelesinin tüm dünyaya örnek olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Sabri Can Sannav, “Tarih boyunca esarete boyun eğmemiş, vatanının harimini çiğnetmemiş, devletini yıktırmamış, bayrağını indirtmemiş bir millete mensubuz. Bu milletin kurtuluş savaşının ‘İstiklal Harbi’, millî marşının ‘İstiklal Marşı’ olarak adlandırılması asla bir tesadüf değildir. Türk milleti, istiklali ve hürriyeti uğrunda binlerce yıldır canıyla, kanıyla, malıyla çok ağır bedeller ödemiştir, ödemektedir. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, küresel emperyalizme karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yakılan istiklal meşalesi, onu söndürmeye çalışan ‘dâhili ve harici bedhahların’ bütün uğraşlarına rağmen, millî iradeyi arkasına almış devlet adamlarımız tarafından, Cumhuriyet tarihi boyunca elden ele devredilmiştir.” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Sabri Can Sannav, tam bağımsızlığı olmayan bir milletin hiçbir anlam ve değer taşımayacağına inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, millî mücadeleyi başlatmadan kısa bir süre önce, o günlerde İngiliz himayesi ve Amerikan mandası talep edenlere ve sadece bir takım mahallî kurtuluş çareleri arayanlara karşı çıktığını ifade ederek, “Türk’ün haysiyeti ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evladır! Binaenaleyh, ya istiklal ya ölüm!” sözlerini sarf ettiğini belirtti. Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan liderlerin, bugün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olduklarını sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Sabri Can Sannav, Atatürk’ün ise, sevgi, saygı ve minnetle yâd edildiğini belirterek, Türk milletini, çağ ile tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yöneldiğine de dikkat çekti.

Türk Milleti ve devletinin, geçmişte olduğu gibi, gelecekte de birliğine, beraberliğine, istiklaline ve istikbaline kastedenlere karşı, şehadeti düğün bayram bilen kahraman ordusu ve şanlı güvenlik güçleriyle beraber sonsuza kadar mücadeleye devam edeceğini sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Sabri Can Sannav konuşmasına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleriyle son verdi: “Ben, manevi miras olarak hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.”

Haber: Ali KÜÇÜKOĞLU
Editör: Sertan ATASOY
Fotoğraf: Mustafa TOPYANAK