Üniversitemiz Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına bağlı Balkan Çalışmaları Topluluğu tarafından Balkan Şehitlerini Anma Programı kapsamında düzenlenen ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurten Çetin’in konuşmacı olarak katıldığı “Balkan Savaşları’nın Anadolu’daki Yankıları” konulu konferans 26 Mart 2018 tarihinde Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda gerçekleştirildi. Konferansa Keşan Kaymakamı Nuri Özder’in yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşıyla başlayan programın açılış konuşmasını Balkan Çalışmaları Topluluğu Başkanı Servet Karagöz yaptı. Servet Karagöz, günün anlam ve önemini belirten konuşmasında “Devletlerin kaderinde zaferler ve başarılar olduğu kadar hüsranlar ve tarihi dramlar da yer almaktadır. Balkan Savaşları, Türk toplumunun kolektif hafızalarında bahsini ettiğim ikinci kısma tekabül etmektedir. Eğer Balkan Savaşlarını çoklu bir okumaya tabi tutarsanız Troçki’nin, Aram Andonyan’ın, John Reed’in, Şevket Süreyya Aydemir’in ve Ömer Seyfettin’in metinlerinde acının, göçün ve zulmün tarihini de aynı anda okumuş olursunuz. Bu topraklarda, 'Balkanlarda', kan, ateş, barut ve bombaların dışında sevginin, barışın ve kardeşliğin daim olmasını diliyor ve Balkan Savaşlarında hayatlarını yitiren aziz şehitlerimizi saygıyla anıyorum.” dedi.
Balkan Çalışmaları Topluluğu Başkanı Servet Karagöz’ün açılış konuşmalarının ardından Balkan Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doktor Öğretim Üyesi Sabri Can Sannav ve Balkan Çalışmaları Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisi Merve İstil tarafından hazırlanan “105. Yılında Balkan Harbi” isimli sunu izlendi.
Sununun ardından Üniversitemiz ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurten Çetin “Balkan Savaşları’nın Anadolu’daki Yankıları” konulu bir konferans gerçekleştirdi. Doç. Dr. Nurten Çetin, Balkan Savaşları öncesi Osmanlı devletinin genel durumu ve içerisinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizler hakkında bilgi vererek savaşların Anadolu’daki yankıları üzerinde durdu. Doç. Dr. Nurten Çetin, “Balkan savaşları arifesinde Osmanlı devleti siyasi, askeri ve ekonomik açıdan savaşa girecek yeterli hazırlığa sahip değildi. Dolayısıyla mevcut hükümet savaşı önleme girişimlerinde bulundu. Ancak hükümetin bu yöndeki çabaları sonuçsuz kaldı. Balkanlarda savaş rüzgârlarının estiği dönemde Balkanlı devletlerin Osmanlı Devleti'ne ve kendi topraklarında yaşayan Müslüman halka uyguladıkları olumsuz politikalar başta İstanbul olmak üzere Anadolu halkını gelişmelere kayıtsız bırakmadı. Rumeli'deki mevcut toprakların sadece savaşılarak korunabileceği düşüncesi Anadolu halkında egemen oldu. Hükümetin savaşı önleme girişimlerinde bulunduğu dönemde halk savaş yanlısı tavrını ortaya koydu. Nitekim halk savaş başladıktan sonra da bu tutum ve çabaları sergilemeye devam etti. Osmanlı Devleti'nde geleneksel yardım cemiyetleri olan Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Donanmayı Muavenet-i Osmaniye Cemiyeti ve diğer bazı yardım cemiyetlerine ek olarak tamamen kendi eseri olan Müdafaa-i Milliye Cemiyetini kurdu. Daha sonra yurdun değişik bölgelerinde cemiyetin şubeleri açılarak halk ile ordunun el ele vermesi sağlandı. İttihatçılar döneminde aydınların öncülüğünde yavaş yavaş bir Anadolu milliyetçiliği düşüncesi oluşturuldu. Basın yoluyla bu düşünce halka aşılandı. O güne kadar halktan kopuk olan ve ordunun gücüne dayanan hükümetlerin aksine İttihatçı hükümet halkın gücünün önemini ortaya koydu. Anadolu halkı milli birlik ve beraberlik ile mevcut toprakların korunabileceği düşüncesi etrafında toplandı. Anadolu'nun her tarafında ordu ile milletin birlikte hareketi ilk kez bu savaşta ortaya konulmaya başlanmıştı. Özellikle, Bab-ı Ali baskını ile başlayan ve Edirne’nin geri alınmasıyla sonuçlanan süreçte ordu-millet kaynaşması belki de ilk defa bir savaşta bu denli gerçekleşebildi. Bu seferberlik zaman ilerledikçe I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele'de son derece organizeli bir şekilde kendisini gösterecektir.” dedi.
Konferans, Doç. Dr. Nurten Çetin’in konuşmasıyla sona erdi.