“ŞEHİR KÜLTÜRÜ” BAŞLIĞIYLA GERÇEKLEŞTİRİLEN EDİRNE ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU SONA ERDİ

Trakya Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilen, “Şehir Kültürü” başlığı ile düzenlenen Edirne Araştırmaları Sempozyumu sona erdi.

Geçtiğimiz Kasım ayında Trakya Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilen Edirne Araştırmaları Çalıştayı’nın bir sonraki ayağı olan Edirne Araştırmaları Sempozyumu, iki gün boyunca “Şehir Kültürü” başlığı altında Balkan Kongre Merkezi’nde alanının önde gelen akademisyenlerince Edirne’nin sanat, kültür, mimari, coğrafi, tarihi dokusu ele alındı.

Oturum başkanlığını Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Topaloğlu’nun yaptığı sempozyumun kapanış oturumunda söz alan İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feridun Emecen, Edirne Araştırmaları Sempozyumu’nun şehir için önemine değinerek “Edirne’nin büyük bir potansiyeli var. Bu potansiyelin ortaya çıkması için İstanbul Üniversitesi ile yapılan bu iş birliğinin önemli olduğunu düşünüyorum. Edirne; Osmanlı tarihçileri için, sanat tarihçileri için ayrı bir öneme sahip. Burada konuşulanların haricinde ifade edilecek çok şey var. Ümit ederim ki bundan sonra da belirli konular çerçevesinde bu çalışmalar devam eder.” şeklinde konuşarak başta iki kurumun rektörü olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti.

Sempozyum sayesinde Edirne’nin farklı alanlarının ele alındığını ifade eden İstanbul Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Baha Tanman, “Sempozyumlarda aslında öğrenmekten daha ziyade yeni düşünce pencerelerinin açılması önemli. Bu etkinlikler devam ederken değinilmesini arzu ettiğim iki şey var. Birincisi Edirne şehrinin ismini taşıyan ve bizim süsleme geleneğimizde çok önemli yeri olan Edirnekâri. Edirnekâri Edirne’nin meşhur çiçek kültürüyle bağlantılı bir bezeme geleneği. Dolayısıyla Edirnekâri daha akademik olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum. İkinci konu ise Fatih Sultan Mehmet’in o çok ünlü kültüründen bahsederiz. Fatih’in doğuştan zeki olmasının yanında yetiştiği yer olan Edirne Sarayı’ndaki entelektüel atmosfer ve kültür ortamını çok fazla tanımıyoruz. Edirne Sarayı’nda bulunan bilim adamları ve o atmosferi çalışmak ilgi çekici olabilir düşüncesindeyim.” dedi.

Edirne’nin incelenebilecek çeşitli konu başlıkları hakkında önerilerde bulunan Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burcu Özgüven “Özellikle savaşlar, doğal afetler, göçler gibi birçok nedenle yıkılmış terk edilmiş hamamların arsalarının, vakıf arazilerinin dönüşümü konuşulması gereken konulardandır. Bu arazilerin birçoğunda 19 ve 20. yüzyıllarda okullar, hükümet konakları, hastaneler ve askeri yapılar gibi kamu binaları yapılıyor. Ahmet Badi Efendi, Rıfat Osman, Osman Nuri Peremeci gibi Edirne tarihçileri bu hamamların listelerini eserlerinde derliyorlar. Fakat birçoğu vakıf mülkü olan bu hamamlar, vakıf gelirlerindeki azalmalar nedeniyle terk ediliyor ve zamanla özel mülkiyete dönüşüyor. Bu özel mülkiyete dönüşüm süreçleri araştırılması gereken önemli konulardan. Zamanla birçoğu yok olan, yerleri iskâna açılan, yerleşim alanlarının içinde kalan bu hamam arsalarının vakıf ve mimarlık tarihçileri için bir araştırma konusudur.” dedi.

Kasım ayında düzenlenen Edirne Araştırmaları Çalıştayı’nın ışığında sempozyumun gerçekleştirildiğini belirten İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zeynep Tarım, “Edirne çalışması muhtemel olan, bunun üzerine birikimi olan, katılması mümkün olan hocaları davet ederek sağlam bir temel oluşmasını sağladık. Aslolan aslında bu çalışmaların devam etmesi. Devam ettikçe yeni başlıklar açılarak yeni çalışmalar hazırlanıyor. Bu sempozyum sayesinde Edirne ile ilgili bir kültür muhiti oluşturulmuş olduğunu düşünüyorum.” emeği geçen herkese teşekkür etti.

Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Topaloğlu, “Bu yapılan çalışmalar bize şunu gösteriyor. Edirne İstanbul’u fethetmek için gerekli ön hazırlıkları tamamladı. Öyle görünüyor ki bundan sonra üçüncü çalışmayı İstanbul’da yapmanın artık elzem olduğudur. Ortaya çıkan sonuç bize bunu açık ve net bir şekilde gösteriyor” şeklinde konuşarak emeği geçen ve katkı sağlayanlara teşekkür etti.

Canla başla çalışmanın ardından bir hayalin gerçek olduğunu ifade eden Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “İki üniversitenin birlikte çalışma kültürünü geliştirdiği ve Edirne’nin önemini ortaya çıkaran böylesi bir sempozyuma destek verdiği için İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’a teşekkür ediyorum. Yine bir çalıştay ve bir sempozyuma imza atan düzenleme kurulu üyelerine teşekkür ederim. Ekip çalışmasının en güzel örneğinin verildiği sempozyumlarımız sırasıyla İstanbul Üniversitesi ve Üniversitemiz ev sahipliğinde devam edecek.” dedi.

Edirne Araştırmaları Sempozyumu sayesinde araştırmacılar için yeni konuların ortaya çıktığını ifade eden Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “Türkiye’de 10 farklı kurumdan Edirne özelinde uzman 40 araştırmacıyı bir araya getiren sempozyumumuz bu alanda, bu zamana kadar yapılmış en bilimsel ve profesyonel sempozyum olarak kayıtlara geçti. Sempozyumda konuşulan konular araştırmacılar için yeni bir kıvılcım olacak Edirne tarihini aydınlatacaktır.” şeklinde konuştu.

Edirne’nin kutlu bir belde olduğunu söyleyen Rektör Tabakoğlu “Bağrında binlerce değeri barındıran bu kutlu belde beylikten imparatorluğa geçişin en güzel örneklerini de yaşatmaktadır. Büyük bir mazisi olan bu şehir yaşamış olduğu işgaller, tanık olduğu savaşlar ve konağı olduğu göçler neticesinde hafızasını yitirmiştir. Edirne’mizi ve değerlerimizi bilimsel çalışmalarla ortaya çıkarmaya devam edeceğiz.” cümleleri ile konuşmasını sonlandırdı.

Sempozyum, hatıra fotoğrafının çekimiyle sona erdi.


Bu içerik 30.05.2022 tarihinde yayınlandı ve toplam 56 kez okundu.