Trakya Üniversitesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlenen söyleşi 08 Mart 2017 tarihinde Balkan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Söyleşiye Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cem Uzun, Edebiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. İlker Alp ile öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan konferansta Rektörümüz açılış konuşması gerçekleştirdi. Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu konuşmasında kadınların toplumumuzda anne, kız kardeş, eş gibi çok önemli yerlere sahip olduklarını belirtti. Ayrıca Üniversitemizde de çalışanların yaklaşık yarısının kadın olmasından gurur duyduklarını ifade etti. Rektörümüz konuşmasına tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak son verdi.
Söyleşi Üniversitemiz Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurten Çetin’in “Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Türk Kadınının Kazanımları” isimli konuşmasıyla devam etti. Konuşmasında Türk kadının İslamiyet’ten önce devlet işlerinde etkin olduğundan ve devlet adına kararlar verebildiğinden bahsetti. Yrd. Doç. Dr. Nurten Çetin “Yerleşik hayata geçilerek Araplardan, Farslardan, Bizanslardan ve çeşitli toplumlardan etkilenerek kadına saygı azalmıştır. Bazı padişahlar kadınlara çeşitli yasaklar koymuştur. Avrupa’da da durum çok farklı değildir. 15. yüzyıldan sonra aydın hareketleriyle, reformlarla bu durum değişmiştir. Tanzimat döneminde önemli adımlar atılmıştır. Ebelik okulları, kız mektepleri açılmış böylece kız çocuklarının okumasına teşvik edilmiştir. Tanzimat aydınları eserlerinde toplumun gelişmesinde kadınların önemini vurgulamışlardır. II. Meşrutiyet ile kadının basında yeri oluşmaya başlar, çeşitli gazete ve dergiler çıkarılır. Batılı yazarlar da kadın ile uygarlık arasında bağlantı olduğunu savunurlar. Bu dönemde kadın derneklerinde de artış görülür. Bu derneklerin en önemli amacı kimsesiz kız çocuklarını okutmaktır. Balkan Savaşları’nın başlaması kadın hareketlerinde dönüm noktası olmuştur. Savaşa giden erkeklerin yerine çalışmak mecburiyetinde kalan kadınların da böylece topluma fayda sayladığı görülmüş ve kadınların çalışmalarına yol açılmıştır. Bu çalışmalar M. Kemal Atatürk’ün katkılarıyla daha da gelişmiştir. Söylemlerinde dünya kadınları arasında Trük kadınının yerinin öneminden sıkça bahsetmiştir. Yapılan inkılaplarda kadın ve erkek eşit konumdadır. Cumhuriyet’in ilanından sonra Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabulüyle kız çocuklara okuma hakkı, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Böylece kadın eğitiminde önemli adımlar atılmıştır.” dedi.
Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Arzu Selma Sol “Türk Halk Kültüründe Kadın” isimli konuşmasında 1970’li yıllardan sonra temel feminist kuramın bizde de etkili olduğundan bahsederek 20.yüzyılın başlarında kadın odaklı akademik çalışmalarda artış olduğunu belirtti. Edebi eserlerde kadının yeri aşılanmaya çalışıldığını eski dönemlerde yazılan destanlarda da kadınların yönetimsel eşitliğe sahip olduğundan söz edildiğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Arzu Selma Sol “Bu destanlarda ailede yönetici, çocuğa terbiyeyi veren kadın olarak görülmüştür. Türk kadını itibar sahibidir. Dede Korkut hikayelerinde de kadının önemi vurgulanmıştır. Yerleşik hayata geçişle birlikte at binebilen, silah kullanabilen kadının yerini ev sınırları içinde kalmış dışarıyla çok bağlantısı olmayan kadın almıştır.” sözlerini ekledi. Geçmiş dönemlerde kadının öneminin atasözlerine ve deyimlere yansıdığını da ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Arzu Selma Sol gündemde olan kadına yönelik problemlerin çözülmesi temennisinde bulunarak konuşmasına son verdi.
Program sonunda Rektörümüz Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu Yrd. Doç. Dr. Nurten Çetin’e ve Yrd. Doç. Dr. Arzu Selma Sol’a hediye takdiminde bulundu.
Bu içerik 08.03.2017 tarihinde yayınlandı ve toplam 966 kez okundu.