TRAKYA ÜNİVERSİTESİ’NDE 1. ULUSLARARASI OSMANLI İZLERİ SEMPOZYUMU...

Trakya Üniversitesi tarafından Edirne Valiliği, Edirne Belediyesi ve Trakya Kalkınma Ajansı destekleriyle bu sene ilki düzenlenen “Saraylar” temalı “1. Uluslararası Osmanlı İzleri Sempozyumu” Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sempozyum açılış töreninde, Edirne Valisi Günay Özdemir, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Trakya Üniversitesi Rektörü Erhan Tabakoğlu, İl Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, İl Jandarma Komutanı Alpaslan Doğan, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Recep Zıpkınkurt, Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren, Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci yer aldı. Açılış töreni, Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğretim üyelerinin yer aldığı Krizantem Quartet’in “Saray’da Müzik” başlıklı müzik dinletisiyle başlarken, üniversite tanıtım sunumunun izlenmesi ve açılış konuşmalarıyla devam etti.

Sempozyum Başkanı ve Trakya Üniversitesi Edirne Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Mustafa Hatipler, “Bu yolculuğa; başta Balkan coğrafyası olmak üzere 3 kıta 7 iklimde, adalet ve istimaletle kurulan, kalbi selim, aklı selim ve zevki selimle filizlenip büyüyen bir medeniyetin, dünyaya barış ve kardeşliği öğreten bir medeniyetin, izlerini, temel parametrelerini ortaya koymak, onları araştırmak, onları tartışmak, incelemek, irdelemek duygu ve düşüncesiyle çıkıyoruz. Bugün 600 yıllık bu medeniyetin varlığı, izleri, eserleri dimdik ayakta durmaktadır. Bu medeniyetin doğru anlaşılması ve gelecek kuşaklara aktarılması, her aydın için önemli bir çalışmadır.” dedi. Doç. Dr. Mustafa Hatipler ayrıca Edirne’nin, Türkiye’nin Balkanlara açılan kapısı olduğunu vurgulayarak, “Bu güzel şehirde kurulu olan Trakya Üniversitesi, kurulduğu günden itibaren, Edirne’nin ve bölgenin kültürel mirasına ait değerleri korumayı esas görev edinmiş, ‘Geleceğe Köprü’ vurgusuyla, Milletimiz ve Türkiye Cumhuriyeti için tarihe ve geleceğe ait derin düşünce ve hedefler üstlenmiştir. Trakya Üniversitesi hem ülkemize hem de Balkan coğrafyasına yönelik büyük sorumluluklar ifa etmektedir. Bu sempozyumun temel gayesi, dünü bugüne taşımak ve bugünü, daha güzel olması için yarınlara aktarmaktır.” diye konuştu.

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Edirne’nin tarihi ve kültürel önemine vurgu yaptığı konuşmasında “Edirne Osmanlı İmparatorluğu’nun aynasıdır, Osmanlı’yı en iyi anlatan şehir Edirne’dir. Medeniyetin en ihtişamlı dönemlerinde, 100 yıla yakın bir süre Osmanlı’ya başkentlik yapan bu şehrin her metrekaresinde bu izleri görmek mümkün. Osmanlı’nın her alandaki en seçkin eserlerini barından Edirne, adeta bir açık hava müzesi niteliğindedir. Osmanlı’nın derinlemesine konuşulabileceği ilk şehir Edirne’dir. Bu bağlamda, bu şehrin üniversitesi olan Trakya Üniversitesi’ne de büyük bir sorumluluk düşmektedir. Biz de bu sorumluluk bilinciyle, bilgi birikimimizi herkese aktarabilmek için ardı ardına sempozyumlar düzenliyoruz, çalışmalar yapıyoruz. Diğer taraftan Osmanlı sarayları arasında çok önemli bir yeri olan Edirne Sarayı’nı tekrar gün yüzüne çıkarmak da bizim en öncelikli vazifelerimizden biri. Büyük bir tarihi öneme sahip Edirne Sarayı’nı yeniden Edirne’ye ve tarihimize kavuşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu düşüncelerle, Edirne’ye yakışır nitelikteki bu sempozyumun, şehrimiz ve ülkemiz için hayırlı olmasını, başarılı geçmesini diliyorum.” dedi.

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Edirne’nin eski dönem belediye başkanı ve akademisyen Dr. Ratip Kazancıgil’i andığı konuşmasında “Dr. Ratip Kazancıgil ‘Dünya tarihinden Osmanlı’yı çıkarırsanız koskoca bir boşluk olur ama Osmanlı tarihinden Edirne’yi çıkarırsanız, Osmanlı tarihinden geriye hiçbir şey bulamasınız.’ demiştir. Dolayısıyla bu şehrin yönetiminde görev almak büyük bir sorumluluk. Bu sorumluluğu taşımamızda en büyük yol göstericimiz bilimdir. Bu noktada, şehrimizin bilim abidesi olan Trakya Üniversitesi’nin tüm birimlerine tüm hocalarına teşekkürü bir borç biliyorum. Geçmiş geleceğimizin aynası. Ancak tarihimizi detaylı bilir, derinlemesine anlarsak geleceği kurgulayabiliriz. Bu kazanımları sağlayacak bu sempozyumun başarılı geçmesini diliyorum.” dedi.

Edirne Valisi Günay Özdemir, “Herkes Edirne’yi farklı şekilde ifade eder. Ben Edirne’yi, İstanbul’u fetheden medeniyetin kurulduğu şehir olarak anlatıyorum. Sempozyuma ‘Osmanlı İzleri’ adı verilmesi çok önemli bir tespit ve yaklaşım. Bu izler nelerdir? Nereden nereye yol kat ettik? Medeniyetimizin kırılma noktaları neler oldu? Bu soruların cevaplarının çok iyi bir şekilde araştırılması ve irdelenmesi sonucunda yanlışlarımızı görerek yeniden medeniyet kurmanın, yeniden dünya barışını sağlamanın yollarını ve izlerini bulmuş olacağız.” dedi. Osmanlı saraylarının medeniyetin inşasında önemli rol oynadığını ve Edirne’deki medeniyeti anlamadan İstanbul’un fethini ve Osmanlı İmparatorluğu’nu anlamanın mümkün olmayacağını ifade eden Vali Günay Özdemir, Edirne’deki görev süresinin sonuna geldiğini paylaşarak “Ben Edirne’de yaşamadım, ben Edirne’yi yaşadım.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Davetli konuşmacı Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil ise “Osmanlı Devleti ve Osmanlı Sarayları” konulu sunumunda, “Edirne, Osmanlı medeniyetine öyle bir mühür vurmuş ki, Edirne’ye baktığımızda Osmanlı’nın güzelliğini, estetiğini, iyiliğini, imarını, aşkını, heyecanını, gayretini görüyoruz. Bizde saray denildiğinde ilk akla gelen adalettir. Edirne’de de, bugün halen ayakta duran ve Edirne Sarayı’nın bir parçası olan Adalet Kasrı vardır. Osmanlı’da saraylar adaletin simgesiydi. Kanuni, Osmanlı lisanıyla söylediği ‘Burası gaziler meskenidir, bunda beyim gayr olmaz, burada zulüm eyleyenin, akıbeti hayr olmaz.’ sözüyle saraya adaleti kazımıştır. Bu bağlamda saraylar devletin idaresinin yürütülmesi, idarecilerin yetiştirilmesi, saraydaki kadınların yetiştirildiği hanımlar akademisi gibi nitelikleriyle padişahın evi olmaktan çok daha fazlasıdır.” dedi.

Törende ayrıca sempozyum anısı olarak destek ve katkı sağlayanlara hediye, plaket ve teşekkür belgeleri takdim edildi. Sempozyum açılış programının sona ermesinin ardından protokol üyeleri, tüm katılımcılar eşliğinde Balkan Kongre Merkezi fuayesinde yer alan Balkanların büyük ressam ve şairi Ethem Baymak’ın resimlerinin, Türkiye’nin önde gelen tuğrakeşi İsmet Keten’in tuğralarının, Edirne’nin ödüllü fotoğraf sanatçısı Rasim Sezen’in fotoğraflarının ve Edirne Müzesi katkılarıyla Edirne Sarayı fotoğraflarının yer aldığı serginin kurdele kesme törenini gerçekleştirdi. Eserlerle birlikte sanatçılarla da buluşan ziyaretçiler, birbirinden değerli eserleri yakından inceleyerek usta sanatçılarla tanışma ve sohbet etme imkânı buldu. Bu yılki teması Osmanlı sarayları olan, Osmanlı saraylarının, eğitimden ekonomiye, mimariden edebiyat ve sanata, giyim kuşamdan mutfağa, musikiden spor ve eğlenceye kadar pek çok yönüyle konuşulduğu sempozyum süresince Öğr. Gör. Fatma Dağlı yönetiminde Ebru atölyesi, süpürge ustasından Edirne Süpürgesi yapımı, Osmanlı Macunu, Osmanlı Şerbeti ve Edirne’ye has Bademli Kurabiye ve Badem Ezmesi gibi tatları deneyimleme fırsatı sunuldu.

Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun katılımıyla, Trakya Üniversitesi Meriç Kenarı Sosyal Tesislerinde gerçekleşen sempozyum yemeğinde ise Yunanistan, Kosova, Romanya gibi farklı ülkelerden gelen pek çok konuk bir araya geldi. Köstence Ovidius Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Maftei Carmen ve öğretim üyelerinin de katıldığı yemekte, Prof. Dr. Maftei Carmen; “Trakya Üniversitesi Türkiye’nin ve Balkanların en güçlü üniversitelerinden birisi. Biz de ülkemizin en saygın ve büyük üniversitelerinden biri olmakla birlikte Balkanlar’da gücümüzü Trakya Üniversitesi ile paylaşıyoruz. Bu iki güçlü üniversitenin işbirliği ile çok güçlü ve başarılı çalışmalar yapacağına inanıyorum. En yakın zamanda sizleri Köstence’de ağırlamak istiyoruz.” dedi. Birlik, beraberlik ve dostluk mesajlarının verildiği yemekte Köstence Ovidius Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Maftei Carmen ve Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu karşılıklı hediye takdiminde bulundu. Ayrıca, ressam ve şair Ethem Baymak’ın ünlü şiiri Yorgun Gramofonu okuduğu yemekte Rumeli türküleri de seslendirildi.

Bu içerik 07.11.2018 tarihinde yayınlandı ve toplam 1036 kez okundu.