REKTÖR YARDIMCIMIZ PROF. DR. OSMAN NURİ HATİPOĞLU’NDAN “DÜNYA ASTIM GÜNÜ” KAPSAMINDA BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu tarafından “Dünya Astım Günü” kapsamında Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde astım farkındalığını artırmak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Dünya Astım Günü'nde GARD kapsamında Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türk Toraks Derneği ve Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği iş birliğiyle “Astımınızla Sağlıklı Yaşayabilirsiniz” temasıyla tüm yurtta gerçekleştirilen etkinliklerinin paralelinde Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu tarafından gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında astımın belirtileri, tedavi ve ilaç kullanımı, hastaların tedaviye aktif katılımı, astımla yaşama ve astımla ilgili doğru bilgilendirme konularında önemli bilgiler paylaşıldı.

Dünya Astım Günü etkinliklerinin bir parçası olarak astım hastalığı hakkında basın mensuplarına bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu; astım nasıl bir hastalıktır ve belirtileri nelerdir, ne sıklıkta görülmektedir, tedavi edilebilir mi, astımlı hastalar nasıl yaşamalıdır, spor yapabilir mi, astımlı hastaların beslenmede nelere dikkat etmesi gerekir, astımı kontrol altında tutmak için hastalar ne yapmalıdır gibi konularda açıklamalarda bulunarak basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Astımın, sıklıkla tekrarlayan nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük ve göğüste sıkışma hissi ile kendini belli ettiğini söyleyen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu “Astım, akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve ataklar ile seyreden kronik bir akciğer hastalığıdır. Hastalığın önemli özelliklerinden bir tanesi hasta tamamen normal hissediyorken aniden başlayan ataklar şeklinde yakınmalarının olmasıdır. Bu hastaların kötüleşmesine neden olan, mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Bunun neticesinde de bu kişiler, sağlıklı bireylere göre çevreden gelen uyaranlara daha duyarlı hale geliyor. Sağlıklı bir birey, herhangi bir alerjenle veya uyaranla karşılaştığında herhangi bir problem yaşamazken astımlı hastalar çok ciddi risklerle hatta öldürücü nitelikte ataklarla karşı karşıya kalabiliyorlar.” dedi.

Astımın görülme sıklığının dünyada ve Ülkemizde oldukça fazla olduğunun da altını çizen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu “Dünyada yaklaşık üç yüz milyon kadar astımlı hasta olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Bu rakam, oldukça yüksek bir rakam ve daha çok çocukları tehdit ediyor. Bunun yanı sıra çocuklarda görülen astımın olumlu tarafları da var. Hastalık, ergenlik döneminde veya yirmili yaşlarda kendiliğinden ortadan kalkabilmekte." ifadelerini kullandı. 

Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu astım tedavisinin amacı, "Hastalığın kontrol altına alınması ve bu durumun sürekliliğini sağlayabilmek. Astımı kontrol altında tuttuğunuz zaman hastalar, sağlıklı bir birey gibi yaşamlarını sürdürebilmekte.” dedi.

Astım tedavisi ve astımlı hastaların yaşamlarını ne şekilde sürdürmesi gerektiği konusunda da önemli bilgiler paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu, “Dünyada olduğu gibi Ülkemizde de bu hastalığın tedavisi ile ilgili her türlü ilaç bulunmakta. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar, iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına herhangi bir kısıtlama olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı solunum yolu ile kullanılan ilaçlardır ki bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi sağlarlar. İlaçların yanı sıra hastanın özellikle dikkat etmesi gereken hususlar da vardır ki bunların başında hastanın kendisine rahatsızlık veren ortamlardan uzak durması gelir. Hastaya düşen en önemli görevlerden bir tanesi bu. Astımlı hastalar, çevresel olarak yakınmalarını artıran faktörlere dikkat etmek koşulu ile günlük yaşamda diledikleri pek çok şeyi yapabilirler. Sigara, sağlığımıza zarar verdiği gibi astımı da tetikleyen en önemli unsurlardan biridir. Bu kesinlikle sakıncalı bir durumdur ve astım hastalığı olan bireylerin sigaradan ve sigara dumanının bulunduğu ortamlardan uzak durması gerekir. İkinci önemli bir nokta ise astımlı hastaların yaklaşık %30- %40 civarının obezite ile mücadele ettiği gerçeğidir. Obezite, astım hastalığının kontrol altına alınmasını zorlaştıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Obezite sorunu olmayan astımlı hastalar, sağlıklı bireyler gibi beslenebilirler. Astımlı hastaların doktor tanılı besin alerjileri olmadıkça özel bir diyet yapmalarına gerek yoktur. Yapılan araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin astımın kontrolünü kolaylaştırdığı ispatlanmıştır.” ifadelerini kullandı.

Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmamasının yanı sıra sigara dumanı, alerjenler ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak ve obezitenin sayılabileceğini ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu, astımlı hastaların ilaçlarını doktorun önerdiği şekilde kullanarak, sigarayı bırakarak, kilosunu kontrol altında tutarak, sağlıklı ve dengeli beslenmenin yanı sıra düzenli egzersizlerle sağlıklı bir yaşam sürebileceğinin altını çizdi.

 

Haber: Ali Küçükoğlu

Editör: Fırat Güngör

Fotoğraf: Mustafa Topyanak

Bu içerik 15.05.2019 tarihinde yayınlandı ve toplam 967 kez okundu.