BALKAN ŞEHİTLERİNİ ANMA PROGRAMI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Balkan Şehitleri’ni Anma Programı 26 Mart 2017’de Trakya Üniversitesi Konservatuvar Salonu’nda gerçekleşti. Programa Edirne Valisi Günay Özdemir, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Salim Afgün, Rektörümüz Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, il protokolü, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan anma programı Edirne Muharip Gaziler Derneği Başkanı’nın günün anlamı üzerine yaptığı konuşmayla devam etti. Konuşmasında programın düzenlenmesinde desteklerinden ötürü Rektörümüz Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’na ve Trakya Üniversitesi personeline teşekkür etti.

Rektörümüz konuşmasında “Biz kahraman ve çok büyük bir milletiz. Orta Asya’dan başlayan yolculuğumuz Viyana’ya kadar gitti. Osmanlı esasen balkanları yurt tutmuş bir imparatorluk kurdu. Fatih Edirne’de doğdu İstanbul’u aldı. Üsküp zaten alınmıştı ve bütün yatırımını balkanlara doğru Avrupa’ya yaptı. Buradaki Türk varlığı 500 sene boyunca gerçekten hiç yaşanmadığı kadar bir barış, kardeşlik ortamı oluşturdu. Pek çok farklı ulus, pek çok farklı din, inanış bir arada barış içinde yaşayabildiler” dedi. Rektörümüz Birinci ve İkinci Dünya savaşı boyunca halkımızın yaşadığı kayıplardan bahsetti ve “Kurtuluş savaşı başladı, yani bizi Balkanlardan atan kuvvet Anadolu’dan da atmak istedi. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları sayesinde Cumhuriyetimizi kurduk. Tabi bu büyük darbelerde hafızamızı biraz kaybettik. İşte bu toplantılar bizim kim olduğumuzu, nerde olduğumuzu, ne şartlarla geldiğimizi gösteriyor bize. Edirne çok büyük acılar çekti. Sadece saray içinde bile 10 bin şehidimiz var. Türkiye Cumhuriyeti artık o kara kışı geride bıraktı. 21 Mart’tan sonra bahar rüzgârıyla kuru dallarda çiçekler açmaya başladı, yeni filizler veriyor bu memleket.” dedi.

Konuşmaların ardından program Balkan Şehitleri ile ilgili sunumla devam etti. Daha sonra Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sabri Can Sannav “Hatıraların Işığında Balkan Savaşları” konulu konferansını gerçekleştirdi. Yrd. Doç. Dr. Sabri Can Sannav “Bugün 26 Mart 2017, yani Balkan savaşlarında Mehmet Şükrü Paşa’nın kahramanca savunmasına rağmen Bulgarların Edirne’yi işgal etmelerinin 104. Yıl dönümü. Balkan Savaşları 1912-1913 tarihlerinde Osmanlı İmparatorluğu ve Dört Balkan ülkesi arasında(Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ) meydana gelen ve birbirini takip eden büyük önemli iki savaştan ibaret bildiğiniz gibi. Ve bu savaş sonucunda Osmanlı İmparatorluğu Balkanlardaki bütün topraklarını, neredeyse tamamını, kaybetmiş ve bölge halkının büyük bir kısmı bu bölgeden göç etmek zorunda kaldı. Böylece bu savaş Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünü hızlandıran olaylardan bir tanesi olarak tarih sahnesinde yerini aldı dedi. Yrd. Doç. Dr. Sabri Can Sannav Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve askeri durumu detaylı bir şekilde analiz etti.

Yrd. Doç. Dr. Sabri Can Sannav “Osmanlı devleti Balkanlar’da sadece ağır toprak kayıplarına uğramadı, Balkan savaşları bölgede yaşayan Türk diğer Müslümanlar üzerinde büyük bir kıyımın gerçekleşmesine yol açtı. Aslına bakılırsa 1912’de Osmanlı’ya karşı savaş açan Balkanlardaki ittifak güçlerinin başlangıçta duyurdukları hedeflere kısa sürede Müslüman nüfusun katledilmesi ve mallarının talan edilmesi eylemine dönüştüğünü görüyoruz. Amerikalı Tarihçi Justin Makkartinin ölüm ve sürgün adlı eserinde verdiği bilgilere göre; Balkan savaşları öncesinde Arnavutluk hariç olmak üzere Osmanlı’nın Avrupa’daki bölümlerinden alınan topraklarda 2,3 milyon Müslüman yaşıyordu. Balkan savaşları sonrasında bu rakam %61 oranında eksilip 1,4 milyon civarında geriledi. Bu süreçte yine Makkarti’nin ifadelerine göre 632bin Müslüman şehit düştü, 812bin ise Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldı. Yine 1914 tarihinde yabancı bir vakfın kurduğu bir uluslararası bir komisyonun raporunda Balkan savaşları sırasında Müslümanlar üzerinde yapılan mezalin sistemli bir politika olduğu tespitleri yapıldı. Bir şey daha söylemek istiyorum bu konu ile ilgili, bakın Balkanlara gönderilmiş olan 1912 sonrasında Balkanlara gönderilen Rusya Marksis teorisyeni Lev Turoçki Balkanlarda ki Müslümanlara karşı uygulanan züllüme dahil Bulgularla karşılaştığında adeta şoke olmuştu. Nitekim şunu söylüyor Turoçki; Müslümanların amansız öldürüldüklerinde Müslüman köylerinin yakıldığında Müslümanlara ait değerli eşyaların sistematik bir şekilde yağmalandığını ifade ediyor. Ve yine Turoçki’ye göre Müslümanlara yönelik katliamlar ve Müslüman köylerinin yıkılıp yakılması münferit olaylar değil bunlar sistemli hadiseler, milli politikaların belirlemiş olduğu sistemli hadiseler olarak karşımıza çıktığını ifade ediyor.” diyerek  savaşın sonuçlarını değerlendirdi.

 

Bu içerik 28.03.2017 tarihinde yayınlandı ve toplam 930 kez okundu.